Kayıtlar

Ekim, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Öğrenilmiş Fakirleşme

Sene 2008 1300 TL ücret ile yani yaklaşık 1000 dolara bir işe girdiniz.  Seneler boyu devam ettiniz işinizde, çalıştınız çabaladınız, zamanla uzmanlaştınız, kademeniz arttı. Ülkeniz krizlerden etkilenmeden istikrarla büyürken siz de işinizin ehli bir çalışan haline geldiniz. Sene 2015'e geldiğinde aldığınız zamlarla birlikte maaşınız yaklaşık 3000 TL'ye dayandı, yani aldığınız ücret neredeyse 2,5 katına çıktı. 7 sene için hiç de fena değil diye düşünmeye başladınız. Fakat o da ne!.. Aldığınız maaşı dolara çevirdiğinizde yine 1000 dolara çalıştığınızı fark ettiniz. Ve anladınız ki onca sene Türk Lirasındaki değer kaybını tolore etmek için çalışmışsınız. Çevrenizdeki insanlara bunu anlatmaya çalıştınız ancak 5 sene önce 38 bin TL'ye almış olduğu aracı 40 bine satıp kar ettiğini düşünen insanlara dert anlatmakta başarılı olamadınız.  "Peki şimdi ne yapmalıyım?.." diye düşündünüz. Ne yapmalısınız da hakkınız olduğunu düşündüğünüz parayı kazanabilesiniz. Gidip pat

Sistemli Bir Ayrışmanın Anatomisi

Biz ne ara böyle ayrıştık diyenlerin sesi her geçen gün biraz daha çıkıyor. Bu aslında ülkemiz açısından fena bir gelişme olmasa da ayrışmayı yok edecek şeyin, ayrışmanın farkına varıp bu ayrışma karşısında birleşenler olması da ayrı bir ironi gibi geliyor bana. Ayrışmanın temellerine inmek dere yatağına, deniz kumuyla, demirden çalarak yapılan yarı hasarlı bir binanın temeline inmek gibi geliyor bana. Bu temeli deşerseniz ayrışmayı çözmek yerine bina yıkılıyor ve karşımıza daha büyük ayrışmalar çıkıyor. Eğer sağlam bir toplu konutta yaşamak istiyorsak çürük temellerimizi geride bırakıp kayalık zeminlere yelken açmamız gerekiyor. Ancak burada bir sıkıntı var ki o binaların çürük olduğunu düşünmeyenler her zaman çıkabiliyor. Birilerini o çürük binalarda bırakıp gitmek bir ayrışma olduğu gibi onları zorla götürmek de ayrı bir ayrışma. İçinden çıkılamaz bir durum olduğu için senelerdir çözemiyoruz problemlerimizi. Peki nasıl olacak bu iş.. Batı nasıl çözmüş bu devinimleri. Malum adam

Manifestho'ya hoşgeldiniz..

Selam blog dünyası, biraz geç olsa da blog dünyasına giriş yapmış bulunmaktayım. İçimdeki yazma isteği kulaklarımdan fışkırır hale geldiği anlarda kendimi forumlara vurmuş biri olarak, şimdiye kadar kişisel blog kullanmamış olmamı forumcu kişiliğime bağlayabiliyorum. Ancak yazdıklarımın bazen bir forum entrysinden daha değerli ve daha özel şeyler olduğunu, veyahut da birazcık kasarsam olabileceğini düşünmeden kendimi alamıyorum. Sonuç olarak aranızdayım.(tabi oradaysanız) Yoksanız da canınız sağolsun, ben elimden geldiği kadar nitelikli paylaşımlarda bulunmaya çalışacağım. Felsefe olarak ise "senin pekmezi olsun, sineği Bağdat'tan gelir..." yaklaşımını kendine şiar edinen biriyimdir.  Gelelim bu bloğun ne ile ilgili olacağına.. Bloğumda gündemden mizahi yazılara, bilişimden otomobil dünyasına, siyasetten spora kadar çok çeşitli alanlarda aklıma ne geliyorsa ona yönelik yazımlarda bulunacağım. Kısacası genellikle gündemle alakalı olarak içimden gelenleri dışa vurabile